EKİN EMİRAL, Klinik Psikolog
Utangaç, çekingen, asosyal, burnu havada… Günlük hayatta bu özellikler ile anılan kişilerin bazılarının sosyal fobi olarak da bilinen sosyal kaygı bozukluğu yaşayabilecekleri akla gelmeyebiliyor. Deneyimledikleri acı ve sıkıntı dikkate alınmayabiliyor; hatta normalleştirilip, küçümsenebiliyor. Oysa sosyal fobi, sonuçları bakımından yıkıcı olan kronik ruhsal hastalıklar listesinde ilk 10’a giriyor; işe gidememe, sosyal/romantik ilişki kuramama, düşük hayat kalitesi gibi önemli sorunlara neden olabiliyor*.
Sosyal kaygı bozukluğu yaşayan kişiler, örneğin, sunum yapmak, bir müzik aleti çalmak, açık alanlarda yemek yemek gibi performansla ilgili konularda zorlanabilirler. Aslında söz konusu eylemi yalnız başlarına oldukça rahat yapabilirlerken etrafta başkalarının olması önemli bir alarm durumu olabilir; diğerlerinin onlar hakkında ne düşüneceği ile fazlaca meşgul olabilirler**.
- Bu kaygılar, yapacağı bir konuşmaya yeterince hazırlanamadığı için “büyük ihtimalle iyi geçmeyecek” diye düşünen kişininkilerden farklıdır. Sosyal fobideki kaygı; durumun getirebileceği olası risklerinin oldukça ötesinde, aşırı ve orantısızdır.
- Performansın ölçüleceği bir durum varsa, günler ve hatta haftalar öncesinden aşırı kaygı duymaya başlayabilirler.
- Dışarıdan bakınca, katı olan görünüşleri, göz kontağını tercih etmeyişleri ve kapalı beden dilleri belirgin olabilir. Bu tür ortamlara girdiklerinde, kaygılarını kontrol etmek için takındıkları tavırlar, onların uyumsuz, aşırı iddialı, burnu havada olarak nitelendirilmelerine neden olabilir***.
- Sosyal ortamlardaki kaygıyı engellemek için sosyal iletişim gerektirmeyecek işlerde çalışmayı, evde zaman geçirmeyi tercih edebilirler.
İnsanların sosyal fobi ile ilgili destek, tedavi arayışına, günlük yaşamlarını çok ciddi şekilde etkilemeye başladığında girdikleri söylenebilir. Örneğin, iş yerinde gerçekleşen pozisyon değişiklikleri, düşük performans değerlendirmeleri, sosyal fobinin getirdiği fiziksel rahatsızlıklar yardım arayışlarını hızlandırabilir. Sosyal kaygının tedavisi için hem psikoterapi hem de ilaç tedavisi uygulanabilir****. Terapide genellikle olumsuz duygulanım, kendini aşırı değerlendirme, tehlike sinyallerini aşırı algılama ve bunlara fazla odaklanma, odak kaybı, kontrol edilemezlik hissi gibi sorunlara odaklanılmaktadır.
*Alonso, J., Angermeyer, M. C., & Bernert, S. (2004). Disability and quality of life impact of mental disorders in Europe: results from the European Study of the Epidemiology of Mental Disorders (ESEMeD) project. Acta Psychiatr Scand Suppl,
420, 38–46.
** Öztürk, M. O., & Uluşahin, A. N. (2015). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, Gözden geçirilmiş ve yenilenmiş 14. baskı, Ankara: Nobel Tıp Kitabevi.
*** Stein, M. B., & Stein, D. J. (2008). Social Anxiety Disorder. Lancet, 371, 1115-25.
**** Stein, D. J., Ipser, J. C., & Balkom, A. J. (2004). Pharmacotherapy for social phobia. Cochrane Database Syst Rev, 4.