SERKAN KAHYAOĞLU, Klinik Psikolog
Ergenlik çocuklukla yetişkinlik arasındaki bir köprü olarak tanımlanır. Ergenlik dönemi, arızaların hataların ve çoğunlukla zorlukların olduğu bir dönem olarak algılanmıştır. Bir taraftan fiziksel, duygusal, sosyal, bilişsel, cinsel değişimlerin yoğun yaşandığı bir dönem olduğu için bu algının gerçekliği vardır. Peki, ergenlik dönemi mutlaka sorunların olduğu bir dönem mi olmak zorunda? Bu dönemin fırsatları, kolaylıkları, eğlenceleri heyecanları yok mu? Tam da bu soruların cevabı olarak ergenlik, kaçınılmaz olarak “değişim ve büyüme”yi içerir.
Ergen takdir ve eleştiri ister mi?
Ergenlik dönemi belki de bu kadar değişimin yaşandığı bir dönem olduğu için “herkes bana bakıyor, herkes beni görüyor” algısıyla yaşanır. Dolayısıyla fark edilmek, görülmek çok önemli bir istek hatta istekten öte “bir parça yanılsamalı algı/gerçeklik” olabilir ergen için. Kısaca ergen her türlü eleştiri ve takdire alıcıları açık olarak dolaşır etrafta ama bunu pek çaktırmak istemeyebilir. Çünkü takdir ve eleştiriyi önemsemek kendini değil diğerini öne koymak demektir ve “kendim olmalıyım” diyen ergen için bu bir zorluktur. Diğer taraftan yaşamla başa çıkabilmesi için geribildirime ihtiyaç duyar. Dolayısıyla geribildirimden öğrenerek güçlenme ihtiyacı ile zayıf, yetersiz görünme tehdidi arasında gidip gelebilir. Bu durumda ergenle ilişki kuran her yetişkinin ergene vereceği geribildirimin işlevsel, yararlı olabilmesi için; zaman, yöntem, doz(yoğunluk) önem kazanmaktadır.
Hepimiz kendi ergenliğimizden de biliyoruz ki risk alma ve merak duygusunu tatmin etme isteği bu dönemde en sık rastlanılan durumlardandır. Yetişkinlerin anılarında olan “öğretmene laf sokmak, arabayı kaçırmak, yasaklanan yere gitmek, eve geç dönmek” gibi örnekler aslına bakarsanız ergenin duygularını, hazları düşünceden, analizden daha önce harekete geçiren beyniyle ilgilidir. Sinirbilim bize ergenlikte asıl meselenin dürtüleri kontrol edememek değil kontrol etmeyi istememek olduğunu söylemektedir. Çünkü ergenlik döneminde limbik sistem (duygu merkezi, dopamin salgılayan bölge) hızla gelişirken, prefrontal korteks (anlamak, analiz etmek, ölçmek vb.) sonradan gelişmektedir. Dolayısıyla ergenlikte dopamin fazlası nedeniyle bir şeyin sunduğu haz, keyif, heyecan, onun potansiyel risklerinden çok daha önemli ve öncelikli hale gelmektedir.
Tam da bu nedenlerle ergen eleştiri ve takdire ihtiyaç duyar. İşlevsel bir eleştiri ve takdir ergenin ihtiyaç duyduğu haz ve heyecanı dengelemesi için gerekli düşünme fırsatını yaratabilir. Bunun için ergenin önce duygusunu, heyecanını kapsamanız, dikkate almanız gerekir. İletişime başlarken önce dinlemek, bir iki anekdot anlatmak, espri yapmak işe yarayabilir. Ayrıca bir ergen öğretmeni veya ebeveyni iseniz, onun için düşünme fırsatlarını yaratabilmek, uygun bir yöntemle onları düşünmeye çağırabilmek en önemli görevlerinizden sayılır.
Yazının 2. Bölümü gelecek hafta yayınlanacaktır.
Yararlanılan ve önerilen kaynaklar:
* İnsanın 8 Evresi, Erik Erikson (http://www.dr.com.tr/Kitap/Insanin-8-Evresi/Erik-H-Erikson/Egitim-Basvuru/Psikoloji-Bilimi/urunno=0000000616754)
** Çocukta Zihinsel Gelişim. Jean Piaget (http://www.kitapyurdu.com/kitap/cocukta-zihinsel-gelisim/21149.html)
*** Cycles of Power. Pamela Levin. (https://www.goodreads.com/book/show/2457424.Cycles_of_Power)
**** Ergenlik Hakkında Herşey. Richard Lerner. (http://www.dr.com.tr/Kitap/Ergenlik-Hakkinda-Her-Sey/Richard-M-Lerner/Egitim-Basvuru/Aile-Cocuk/Ergenlik-Psikolojisi/urunno=0001687202001)