Çocukluktan itibaren öğren(t)ilen kadın-erkek olma rolleri eğitim ve çalışma hayatında eşitsizliklere neden olur. Bu eşitsizliklerinin önlenmesi hem kadınlar hem erkekler hem de kurumlar için önemlidir. Toplum, kadınlara bakım, aile, ev gibi sorumluluklar yüklerken, erkeklere ise ev geçindirmek, karar almak, güçlü olmak gibi kalıpları uygun görür. Bu toplumsal yükler hem özel hayatta hem de iş hayatında sorunlara yol açar. Örneğin, kadınların çalışma hayatının sorumluluklarının yanı sıra ev içi ve çocuk bakımı ile ilgili sorumluluklarını da devam ettirdikleri, bu nedenle çift yük aldıkları bilinmektedir. Öte yandan, erkeklerin de ev içi ve çocuk bakımı gibi sorumlulukları almaları için desteklenmeleri gerekir. Böylece eşitlikçi, sağlıklı, huzurlu ve mutlu ilişkilerin gelişmesi sağlanabilir ve bu algı değişimi iş hayatına da yansıyabilir, kadın ve erkeğin birlikte eşit paydaşlar olarak çalışabilmesi mümkün olabilir. Kurum çalışanlarının eşitliği benimsemeleri, kurum kültürünü olumlu yönde etkileyecektir.
Amaç: Katılımcıların, toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili farkındalık kazanmaları, cinsiyet eşitliğinin sağlanması için okulda yapılabilecekler üzerine düşünmeleri amaçlanmaktadır.
Kapsam: Toplumsal cinsiyet rolleri, rollerin kişiye, topluma, iş yerine etkisi, rollerin oluşumu ve sonraki kuşaklara öğretilmesi, eşitsizliğe müdahale, cinsiyet eşitliği gibi konular ele alınmaktadır.
Hedef Kitle: Yöneticiler, Çalışanlar