BÜŞRA KESKİN, Psikolojik Danışman
Okul denildiğinde akla “öğretmen, arkadaş, sıra, ders, teneffüs…” gibi benzer kavramlar geliyor. Üç farklı kuşağa da okulun ne anlama geldiğini sorduğunuzda, bu ve benzeri kavramlarla karşılaşmanız olasıdır. Aslında bu bize okulun ne kadar bilindik, öngörülebilir, çerçevesi çizilmiş ve dolayısıyla güvenilir bir yer olduğunu söylüyor.
Peki ya şimdi, pandemi sürecinde okul, çocuklar ve ebeveynler için ne anlama geliyor? Okulların ne zaman açılabileceği, okullarda eğitimin nasıl olacağı, hijyenin nasıl sağlanacağı gibi birçok farklı soru var tüm ebeveynlerin zihninde. Pandemi öncesinde okula başlamakla ilgili kaygı yaşayan özellikle çocuklardı, ebeveynler ise çocuklarının bu kaygılarını azaltabilme, onlara baş etme araçları sunabilme çabası içindeydi. Zorlansalar dahi okulun nasıl bir yer olduğuna, orada nasıl davranılacağına dair deneyimleri, çocuklarına yardım etmelerini kolaylaştırabiliyordu. Şimdi ise okul, ebeveynler için de belirsizliklerle dolu ve sanki onlar da okula ilk kez başlıyor.
Özellikle çocuğu okul öncesi eğitime başlayacak olan ebeveynler, çocuklarının kendilerini koruyamayacağından endişe ediyor. Okul öncesi eğitim, çocuğu ilk 6 yılda 5 gelişim alanında-bilişsel gelişim, duygusal gelişim, dil gelişimi, motor gelişim, öz bakım becerileri- desteklemeyi hedefliyor ve bu hedefi oyun temelli eğitim planları üzerine kuruyor. Çocuklar için çokça uyaran fırsatı sunan, ailesi dışında ilişkilenebileceği, gözlem ve deneyim yoluyla kritik becerileri kazanabileceği bir alan. Tabi tüm bu fırsatlar çokça oyun, çokça temas, paylaşma anlamına geliyor. Aynı oyuncağı paylaşma, sırayla aynı kalemi kullanma, birlikte keşfetme… Şimdi ise tüm bu öğretici deneyimler, ebeveynler için birer kaygı unsuruna dönüşmüş durumda. “Bu yaş grubuyla hijyen kuralları yeterince uygulanabilecek mi? Arkadaşlar arası mesafe olmalı mı? Olabilecek mi? Bunları onunla nasıl konuşacağım? Bu kısıtlamalar ve kaygılarla keyifli bir dönem geçirebilecek mi?” gibi birçok soru ebeveynlerin zihnini meşgul ediyor. Çocuklar ise yeni bir şeye başlamanın korku ve endişesinin yanında ebeveynlerinin kaygılarını hissetme konusunda da oldukça duyarlılar ve çoğu zaman da bu kaygıya ortak oluyorlar. Başta da bahsettiğimiz gibi, bu başlangıç her zamankinden daha farklı ve dolayısıyla daha zor. Elbette ebeveynler de korkabilir, çocuklarına dair endişeleri artabilir. Ancak tüm bu kaygı ve endişe dolu havuzda onun yerinin çocuk havuzu sizin yerinizin ise yetişkin havuzu olduğunu kendinize hatırlatmalısınız. Onun havuzuna girerseniz suyu taşırırsınız ve haklı olarak o küçücük boyuyla bununla baş edemez. Oysa siz hem kendi havuzunuzda kalmalı hem de onun havuzunun vanasını kontrol ederek ona destek olmalısınız.
Peki ama nasıl?
- Öncelikle İzolasyon sürecinde evde olduğunuz için çocuğunuza korana virüs hakkında kısıtlı açıklamalar yapmış olabilirsiniz. Bu açıklamaları, okula revize edebilir; daha detaylı ama yaşına uygun olmasına dikkat ederek onunla tekrar konuşabilirsiniz. Ebeveyn olarak bunu birlikte konuşmanız, bu konuşma ile ilgili pratik yapmanız süreci kolaylaştırabilir. Kendisini bu konuda daha rahat hisseden ebeveyn konuşmanın kolaylaştırıcılığını üstlenebilir.
- Kendi korku ve kaygılarınızı da anne-baba olarak beraber konuşabilmeniz, birbirinizin ihtiyacını anlamanıza ve seçenek üretmenize yardımcı olacaktır. Siz duygularınızın altında yatan ihtiyaçlarınızı fark edebildiğinizde, çocuğunuza da destek olabilir ve onun okula uyumunu kolaylaştırabilirsiniz. Korku, kaygı ve belirsizlik gibi duyguların altındaki ihtiyaç genellikle açık iletişim, bilgi ve yapılandırma ihtiyacıdır. Ebeveyn olarak bu süreçte sizin de bir oryantasyona ihtiyacınız var ve bunu çocuğunuzun okulundan talep edebilirsiniz. Okulda sürecin nasıl ilerleyeceğine dair okul müdüründen, öğretmenden net cevaplar almak öncelikle sizin kaygılarınızın azalmasını sağlayacaktır.
- Sizin gibi, çocuğunuz da korku ve belirsizliklerle dolu bir süreç deneyimliyor. Ve bu süreçte ona da en iyi gelecek olan şey bilgi ve yapılandırma. Korona sürecinde okulun nasıl bir yer olduğunu, kurallarını onunla paylaşmanız ona destek olacaktır. Bu konuşma için çocuğunuza anaokuluna, kreşe başlamak ilgili kitaplar okuyabilirsiniz. Bu kitapları pandemi sürecinin getirdiği değişikliklere göre uyarlayabilirsiniz. Karakterlerin nasıl hissettiği üzerine konuşabilir ya da “Ayşe nasıl hissetmiştir? Ne olsa daha iyi hissederdi? “ gibi sorular sorabilirsiniz. Böylece aklından neler geçiyor, başka hangi konularda bilgi edinmeye ihtiyaç duyuyor görebilirsiniz. Kitap seçiminde karakterlerin baş etme deneyimlerinin de yer almasına dikkat edebilir ya da baş etme becerileri üzerine birlikte düşünebilirsiniz. Onun yerinde olsa, o ne yaparmış? Ona ne iyi gelirmiş? Başka neler yapılabilir? gibi sorular üzerine konuşabilirsiniz. Böylece çocuğunuzu okula baş etme pratikleri ile göndermiş olursunuz.
- Açıklamalarınızın yanında çocuğunuzu da duymaya çalışabilirsiniz. Yeni bir şeye başlamakla ilgili kaygılarını dinleyip desteklediğiniz zaman kendisini güvende hissedecektir. Başlangıçların herkes için zorlayıcı olduğundan bahsedebilir, kendi okula ya da işe ilk başlama deneyimlerinizi anlatabilirsiniz.
- Tüm bunları konuştuktan ve okul başladıktan sonra da çocuğunuzu takip etmeniz önemlidir. Erken çocukluk döneminde çocuk yaşadığı zorlukları size ifade etmeyebilir. Çocuğunuzun davranışlarındaki ya da uyku-yemek düzenindeki değişiklikler, oyun oynarken bahsettiği temalar; süreçten nasıl etkilendiği ile ilgili size ipucu verecektir. Zorlandığını fark ettiğinizde daha fazla destek olabilirsiniz ya da bir uzman desteğine başvurabilirsiniz.
Ulucan, P. (2020). Türkiye Okul Öncesi Eğitim Programı Ve Ohio Erken Öğrenme Standartları Öğrenme Sürecinde Yer Alan Değerler. Eğitimde Yeni Yaklaşımlar, 1, 55-59.
https://www.instagram.com/p/CBkjUIiDL4d/?utm_source=ig_web_copy_link
https://www.instagram.com/p/CBnQAhwjBBz/?utm_source=ig_web_copy_link