SERKAN KAHYAOĞLU, Klinik Psikolog
Fark edilmek ve tanınmak kişiler arası ilişkilerde insanların en temel ihtiyacıdır. Psikoterapi alanında bütüncül bir yaklaşım olan Transaksiyonel Analiz (TA) kişiler arası ilişkilerde sosyal olarak fark edilme, bir başka deyişle kabul edilme alışverişinin incelenmesine özel bir önem vermektedir. TA’da kabul iletisi bir sosyal ilişki birimidir ve kişinin tanındığını, fark edildiğini gösteren her türlü eylem olarak tanımlanmaktadır. Kabul iletisi sözel bir uyaran olabildiği gibi beş duyu ile fark edilen her türlü uyaranı içerebilir. TA’nın kurucusu Eric Berne’e göre; uyaran/kabul iletisi besin almak kadar yaşamsaldır ve yoksunluğu insanların omuriliklerinde kurumaya, incinmeye ve ölüme yol açar[1]. Dolayısıyla insanlar uyaran, kabul iletisi almak bir başka deyişle hayatta kalabilmek için çeşitli stratejiler geliştirirler. Claude Steiner’ın bahsettiği gibi, kabul iletilerini değiş tokuş etmeyi, idare etmeyi öğrenirler[2].
Kabul İletisini temel olarak kişiliğe ve davranışa yönelik iki tür olarak özetlemek mümkündür. Her iki türdeki kabul iletisi olumlu ve olumsuz olabilir:
Koşullu Kabul İletisi: Belirli bir davranış, (eylem) sonrası verilen kabul iletisidir. Olumlu ve olumsuz olabilir. Eğiticidir, yönlendiricidir, detay vardır, özeldir.
Bir öğretmen öğrencisine “Yaptığın konuşmayı beğendim.” dediğinde olumlu, “Matematik ödevini zamanından getirmemen beni kızdırdı.” dediğinde olumsuz koşullu kabul iletisi vermektedir.
Koşulsuz Kabul İletisi: Sıfatlarla nitelemeyi içeren, kişiliğe, genel verilen kabul iletisidir. Koşulsuz kabul iletilerinde iletinin anlamı kişilerin anlayışına bağlıdır. Dolayısıyla koşulsuz kabul iletisinin anlaşılması zordur. Problem yaşanabilir ancak aynı zamanda destekleyici olabilir[3]. “Seni seviyorum.” koşulsuz olumlu bir kabul iletisi “Senden hoşlanmıyorum” ifadesi ise koşulsuz olumsuz kabul iletisi örnekleri olarak düşünülebilir.
TA’ya göre, insanların zamanlarını kullanma yolları, kişiler arası ilişki kurma tarzları kabul iletisi ihtiyacını gidermek amacıyla yapılır. Çünkü herkes dünyadaki varlığını ve etkisini teyit etmek ister. İnsanlar kabul ihtiyacını gidermek için yaşam planlarında genellikle hayatlarının ilk altı yılında öğrendikleri ve içselleştirip otomatik olarak, fark etmeden uyguladıkları yolları kullanırlar. Özellikle stres altında iken ortaya çıkan ve gözlemlenebilen bu yollara sürücü adı verilir. Taibi Kahler’e göre çocuklar 0-6 yaşları arasında kabul iletisi alabilmek için bazı sürücüleri kullanmayı öğrenirler[4]. Bunun anlamı “eğer ….. olursam iyi olabilirim”, çevremden kabul iletisi alabilirimdir. Bu sürücüler “zorlayıcı mesaj” olarak da adlandırılır. Çünkü kişi ancak bu mesajdaki gibi davranırsa ya da olursa kabul iletisi alabileceğine inanır. 5 adet zorlayıcı mesaj/sürücü (driver) vardır:
- Mükemmel Ol: Bu sürücünün etkisi altında olan bir kişi kendisini ve çevresindekileri mükemmel olmak için zorlar. Böyle kişiler büyük kelimelerle konuşur, kendilerine sorulandan daha fazlasını cevaplar ya da tüm konuyu açıklamaya çalışır. İnsanların kendisini doğru anlaması için gereksiz fazla ayrıntı verirler. Mükemmel olmazlarsa yeterli, iyi olamayacakları, kabul edilmeyecekleri gibi bir yanlış anlama içindedirler.
İzin/Antitez: Mükemmel Ol’un izni “hata yapabilirsin, hata yapmak doğal”dır. Özellikle ailelerin çocuklarına her sınavda başarılı olma baskısı yapmaları, her zaman doğru davranmalarını istemeleri çocukların aşırı mükemmeliyetçi yetişmesine neden olabilir.
- Gayret Et: Bu sürücünün etkisi altında olan kişiler diğer insanları onlarla birlikte çabalamaya davet ederler. Çünkü ilişki ihtiyaçları çok fazladır. Bu kişiler soruları direkt cevaplamazlar, soruları tekrar ederler, duraksarlar, konudan uzaklaşırlar ya da “bu benim için çok zor” veya yapabileceği halde “bilmiyorum” derler. Gayret Et sürücüsüne bir örnek bataklığa düşen bir adamdan yola çıkılarak verilebilir. Eğer birisi bataklığa düştüğünde çırpınırsa, çabalarsa batacaktır. Ancak yavaş ve kontrollü olarak hareket ederse kurtulacaktır.
İzin/Antitez: Gayret Et’in izni “bunu bitirmen yeterli, farklı bir şey yapman gerekmiyor, sakin ol ve bunu bitirmek için gerekli olanları sırası ile yapabilirsindir.” Seni kabul etmem için fazladan bir şeyler yapmana gerek yok da verilebilecek bir başka izindir.
- Çabuk Ol: Bu sürücünün etkisindeki bir insan yaptığı işleri hızlı yapma, hızlı konuşma ve daha çabuk hareket etme eğilimindedir. Böyle bir kişi hemen yapması gerektiğine inanır.
İzin/Antitez: Çabuk Ol sürücüsü kişiyi devamlı bir yere gitmeye, yer değiştirmeye zorlar. Bu sürücünün izni “burada kalabilirsin, zamanını burada geçirebilirsin, bir yere gitmene gerek yok, acele etmene gerek yok, yapmak istediğin şey için yeterli zamanın var”dır.
- Hoşnut Et: Bir kişi eğer Hoşnut Et sürücüsünün etkisi altında ise; kendisini diğerlerini iyi hissettirmek konusunda sorumlu hisseder. Ancak başkalarını memnun ederlerse kabul edileceklerine inanmışlardır. Başkaları tarafından onaylanmak ve hoşlanılmak bu kişiler için önemli olabilir. İyi kalpli olmayı ve iyi görünmeyi önemserler.
İzin/Antitez: Hoşnut et sürücüsüne sahip olan bir kişinin ihtiyacı olan izin “kendi yargısına güvenebileceği ve kendi ihtiyaçları ile ilgilenebileceği”ne inanmasıdır. Kısaca “kendin gibi olabilirsin” mesajı bu kişilerin ihtiyacıdır.
- Güçlü Ol: Güçlü Ol sürücüsünün etkisi altında olan bir kişi kolay heyecana kapılmaz ve duygularını tutar. Güçlü ol sürücüsü olan bir kişi duyguları göstermenin zayıflık olduğuna inandırılmıştır. Ancak duygusal olarak güçlü olursa kabul iletisi alabileceği yönünde mesajlar almıştır.
İzin/Antitez: Güçlü Ol’un izni “açık, yakın olabilir, hissedebilirsin ve duygularını açıkça ifade edebilirsindir. Bu insani bir şeydir. Herkesin yardıma desteğe ihtiyacı olabilirdir.
Kabul edilmek, fark edilmek tüm insan ilişkilerinde ve her ortamda son derece önem taşır. Çocukların özgürce kabul iletisi alışverişi yapmalarını desteklemek, seçenekler sunmak, öğretmek gelişim için yaşamsal önem taşımaktadır.
Zorlayıcı Mesaj kavramı kişinin kendisini ve ilişki kurduğu diğer kişiyi tanımak için bir araç olarak kullanılabilir. Okulda bir zorlayıcı mesajın etkisinde olma eğiliminde olan çocuklara sürücülerini kullanmadan da kabul alabilecekleri mesajı verilmesi kişiliklerinin gelişmesine önemli katkıda bulunabilir. Aileler gibi özellikle eğitimciler de çocukların, sürücülerin olumsuz etkisini yaşamayı önleyebilir. Bu açıdan bakıldığında:
Mükemmel Ol sürücüsü baskın olan bir öğrenciye hata yapabileceği, yapamadıklarına değil yapabildiklerine dair kabul mesajları vererek aynı zamanda başardıklarını da fark etmesi sağlanabilir.
Çabuk Ol sürücüsü olan bir öğrenciye acele etmemesi, önce biraz düşünmesi için kendisine izin vermesi için yönlendirme yapılabilir.
Gayret Et sürücüsü olan bir öğrenci sürekli yeni işler, detaylar ürettiğinden organize olamaz. Böyle öğrencilerde iş planı yapmak, alt başlıklara ayırmayı, elindeki işi bitirmeyi öğretmek işe yarayabilir.
Hoşnut Et sürücüsü olan bir öğrenci kendisi gibi olduğunda değerli olduğu mesajını duyma ihtiyacındadır. Dolayısıyla ona koşulsuz olumlu kabul iletisi vermek onun kendine güvenini artıracaktır. Sen, sen olarak iyisin mesajı işe yarayabilir.
Güçlü Ol sürücüsü baskın olan bir öğrenci isteklerini ve duygularını ifade etmekte zorlanır. Çünkü bunu denediğinde olumsuz bir tepki ile karşılaşmıştır. Bu çocuklara eğitimci olarak isteğinizi, beklentinizi net olarak söylemek, süre vermek ve ona belirli bir süreden sonra dönerek cevabını almak işlevsel bir yöntemdir.
Son olarak öğrencilerin tüm sürücülerin özelliklerini kullanabilme kapasitesine sahip olduklarını bilmek önemlidir. Uygun bir destekle öğrencilerin her sürücünün becerilerini uygun şekilde kullanmayı öğrenmeleri mümkündür. Yani demokratik bir öğrenme ortamı ve ilişkisi öğrencilerin fark edilme ihtiyaçlarını gidermeleri için onlara seçenekler sunar. Bunun doğal sonucu öğrencinin kendine ve çevresine güveni artar.
[1] Berne, E. (1964) Games People Play. New York: Grove Press.
[2] Steiner, C. (1971) The Stroke Economy. Transactional Analysis Journal 1:3.
[3] Stewart, I., Joines, V. (1997) TA Today A New Introduction to Transactional Analysis: Strokes (10th ed.), 72-84 Lifespace Publishing Nottingham and Chapel Hill.
[4] Kahler, T., Capers H. (1974) The Miniscript Transactional Analysis Journal.