ELİF GÖKÇE, Klinik Psikolog
Ekonomik problemlerin salgınla artmasıyla birlikte ihtiyaçlarımızı karşılamakta gittikçe zorlanır bir hale geldik; hele de bu ihtiyaçlar en temel ihtiyaçlarımız olunca psikolojik etkisi de daha büyük oluyor. “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” teorisine göre, insanın farklı alanlardaki birçok ihtiyacı beş kategoride toplanabilir ve bu kategoriler hiyerarşik olarak önem sırasına göre giderilmeye çalışılır. Kişi bir kategorideki ihtiyaçlarını karşılamadan bir üst seviyedeki ihtiyaçlarına odaklanamaz ve/veya onları algılamaz. Bu kategoriler en alttan üste şu şekildedir:
- Fizyolojik ihtiyaçlar (açlık, susuzluk, nefes alma, cinsellik gibi temel ihtiyaçlar)
- Güvenlik ihtiyacı (tehditlerden ve tehlikelerden korunma)
- Sosyal ihtiyaçlar (sosyal ilişkiler, sevgi, kabul görme)
- Saygınlık ihtiyacı (başarı, özgüven, itibar)
- Kendini gerçekleştirme ihtiyacı (kendini keşfetme, yaratıcılığını kullanma, içten olma)
Fizyolojik ihtiyaçlarımızın karşılanmaması kendimizi güvende hissetmemeye, yetersizlik hissine, çaresizliğe sebep olabilmekle birlikte hayatta kalma arzusuyla daha kızgın, diğerlerine karşı daha acımasız ve çoğu zaman mutsuz hissetmemize de yol açabilir. Saygınlık ve kendini gerçekleştirme ihtiyaçlarının, yani daha üst seviye ihtiyaçların karşılanmamasının etkilerini fizyolojik ihtiyaçlar kadar güçlü hissetmeyebiliriz.
Ekonomik durum ve ruh sağlığı arasındaki ilişki hakkında yapılan birçok çalışma var. Ekonomik sorunlar yaşayan bir insanın kaygı, depresyon gibi psikolojik sorunlar yaşama ihtimali artıyor ve psikolojik zorlanmalar yaşayan bir insanın ekonomik problemlerle baş etmesi zorlaşıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, depresyonu olan bireylerden ekonomik sorunlar yaşayanların, ekonomik sorunlar yaşamayanlar göre 1,5 yıl sonra hala depresyon şikayetleri gösterme oranları 4 kat daha fazla [1]. Aynı araştırmaya göre ekonomik sıkıntılar yaşayan bireyler, ekonomik sıkıntılar yaşamayanlara göre, iki kat daha fazla intihar riski taşıyor [1]. Buradan yola çıkarak çaresizlik hissinin insanları ne derece etkileyebileceğini görebiliriz.
Elbette ki, bireysel ekonomik sıkıntılar toplumsal ekonomiden bağımsız düşünülemez; uzun vadede kalıcı bir refah düzeyi için bireysel adımlar yeterli olmayacaktır. Fakat, ekonomik sıkıntıların psikolojik etkilerini azaltmak için baş etme becerilerimizi güçlendirebiliriz. Ekonomik sıkıntılar da diğer zorlu durumlar gibi birer stres kaynağıdır ve stres karşısında nasıl tepki verdiğimizle yakından ilişkilidir. Stres kaynakları hayatımızda her zaman olacağı için stresle baş etme becerilerimizi geliştirmenin psikolojik iyiliğimize önemli bir katkısı olacaktır. Bu durumdan çıkmak çok da kolay olmasa da ekonomik sıkıntılar yaşarken ruhsal sağlığınıza iyi gelebilecek bazı tavsiyeleri sıralayalım:
- Kendinizi anlamak: Her şeyden önce ekonomik sıkıntıların sizi nasıl etkilediği anlamakla işe başlayabilirsiniz. En sık görülen etkiler kaygı, öfke problemleri, depresif ruh hali, baş ağrısı ve uykusuzluk gibi fizyolojik şikayetler. Ayrıca mevcut durumda bunlarla nasıl baş ettiğinizi anlamak da çok önemli. Kimileri eve kapanıp vaktini yatarak, uyuyarak, yemek yiyerek vs. geçirirken kimileri maddi kaygılarını düşünmemek için, paradoksal bir biçimde, daha fazla alışveriş yapma yoluna gidebilir. Bunları tespit etmek için hangi anlarda zorlandığınıza dikkat etmek, neler hissettiğinizi anlamak, kendinizdeki değişiklikleri fark etmek ve kendinizi kötü hissettiğinizde neler yaptığınıza bakmak işe yarayacaktır.
- Durum değerlendirmesi yapmak: Kendinizi iyi hissettiğiniz sakin bir anınızda gerçekçi bir durum değerlendirmesi yapabilirsiniz. Gelirleri, giderleri, borçları, potansiyel yardım kaynaklarını ve iş olanaklarını takvimsel olarak hesaplayıp toplu olarak değerlendirmek duruma hâkimiyetinizi kolaylaştıracaktır. Çoğu zaman belirsizlik ve çaresizlik hissine kapılıp durumu olduğundan daha farklı görüyor olabilirsiniz. Belirsizlik hissinin altında yatan ihtiyaç yapılandırmadır. Dolayısıyla size ve durumunuza uygun bir planlama yaparak belirsizlik ve çaresizlik hissinin azalmasını sağlayabilirsiniz. Şüphesiz ki, durumu tüm hatlarıyla görmek sizi çok zor günlerin beklediğini gösterebilir ya da planlarınız istediğiniz gibi gitmeyebilir. Bu durumlarda sabırlı olmak, belki planı tekrar gözden geçirmek veya farklı planlar geliştirmek yardımcı olacaktır.
- Dertleri paylaşmak: Ekonomik sıkıntılar yaşayan insanlar arasında sık görülen durumlardan biri de bu sıkıntılardan utanç duyma ve/veya bunları diğerlerinden saklama yoluna gitmektir. Tüm bunlar problemleri çözmek yerine daha büyük stres kaynakları olarak karşımıza çıkar. Dolayısıyla, ekonomik sıkıntıların yol açtığı duygularınızı, düşüncelerinizi güvendiğiniz biriyle paylaşabilirsiniz. Bu kişiler arkadaşlar ya da aileden olabileceği gibi sizinle benzer bir durumda olan iş arkadaşları, komşular ya da tanıdıklar da olabilir. Ayrıca çeşitli sosyal yardımlaşma ve psikososyal destek kurumlarına başvurmak da her zaman iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
- Psikolojik İyilik Halini Desteklemek: Psikologlar olarak biliyoruz ki egzersiz yapmak (spor salonuna gitmek değil belki ama yürüyüş yapmak), yediklerimize dikkat etmek, sosyalleşmek, uyku düzenimize dikkat etmek ve stresten mümkün olduğunca kaçınmak psikolojik iyilik halini olumlu etkileyen faktörler.
Ekonomik sıkıntılar kuşkusuz ki hayatımızın her anını etkileyebilecek bir güce sahip. Fakat biliyoruz ki insanlar olarak her duruma adapte olma ve mücadele etme gücümüz var. İnsanlık tarihi savaşlar, salgınlar, açlık, buhran gibi felaketlerle ve aynı seviyede başarı, umut, mücadele ve dayanışma örnekleriyle dolu. İnsanlığımızdan ümidi kaybetmemek dileğiyle…