İZEL G. ÖZKAN, Klinik Psikolog
Bir bebek dünyaya geldiği andan itibaren çevrelerindeki yetişkinlerin onu yaşamda tutma, bakım verme, büyütme gibi sorumlulukları başlar. Tabii ki sadece fiziksel değil; duygusal ve sosyal destek bu süreçte çok önemlidir. Özellikle doğumdan sonra ilk haftalar ebeveyn-bebek arasında kurulacak bağın ilk adımlarını oluşturur. Örneğin, çok fazla ilgi gösterilirse, bebeklerin talepkar ve nazlı olacağı inancının aksine doğumdan sonraki ilk haftalarda bebeklerin bakım verenlerine yakın olmaya, ihtiyaçlarının bekletilmeden hemen karşılanmasına ve çok fazla ilgiye, dikkate ihtiyaçları vardır. Bu sayede bakım verenleri tarafından sevildiklerini hissederler ve güvende olduklarını anlarlar. Bebekle konuşmak, fiziksel temasta olmak, gülmek gibi her türlü etkileşim hem bebeğin hem de bakım verenin oksitosin hormonu salgılamasını sağlar. Oksitosin hormonu ebeveynlik işlevlerinin yerine getirilmesinde[1], bakım verenle bebek arasında bağlanmanın oluşmasında[2] aktif rol oynar. Bu sayede bu iki daha sakin, mutlu hisseder ve bebeğin sağlıklı beyin gelişimini destekler.
Bebekle göz kontağı kurmak, onunla oyun oynamak, konuşmak bebeğin sosyo-duygusal gelişimini desteklemektedir. Bebeğinizle kurduğunuz doğrudan iletişim onun dil becerilerinin gelişimine katkı sağlar. Yaşamının ilk senesinde sizinle paylaşımda bulunduğu anları değerlendirmek, çeşitli jest ve mimikleri kullanarak ona karşılık vermek önemlidir. Bu paylaşımları sağlayabilmek için en önemli araçlardan biri oyundur. Birbirinize uyumlanarak oynadığınız oyunlar sayesinde hem eğlenir hem de öğrenirsiniz. Örneğin; ce-e (yetişkinin bebeğe doğru eğilerek elleriyle yüzünü kapattığı ve ce-ee derken ellerini açarak yüzünü gösterdiği oyun) oynarken bebekler insanların gidişleriyle ilgili duygularını, nasıl hissettiklerini keşfetme ve düzenlemeyle ilgili bazı beceriler öğrenirler. Muhtemelen bir süre sonra bebeğiniz de nesneleri saklamaya çalışarak sizin bu duruma nasıl tepki verdiğinizi görmek isteyecektir. Öğrenen tek kişi bebeğiniz değildir. Siz de bu oyun aracılığıyla bebeğinizin bu durumlardaki tepkilerini, duygularını keşfedersiniz.
Her türlü oyun çocuğunuz için faydalıdır ama bu yazının geri kalanında özel bir teknikle devam edeceğiz. 0-7 yaş arasındaki bebek ve çocuklarla kolaylıkla uygulanabilen“beni oynarken izle!”(watch me play) yönteminden bahsedeceğiz. Beni oynarken izle, düzeni ve sürekliliği olan (her gün 20 dk gibi) bakım verenin bütün dikkatini çocuğa yönelttiği bir oyun rutinidir[3]. Buyöntemi uygularken bazı temel noktalara dikkat edilmesi gerekiyor[4][5].
- Hazırlık yapın: Öncelikle düzenli olarak bu yöntemin uygulanmasının fayda sağlayacağını belirtmek gerekiyor. Yani bir uygulayıp bir uygulamamak yararı azaltabilir. Her gün 20 dakika aynı saatte oynamak en ideal olan fakat bu şekilde uygulamak sizin rutininize uygun değilse, 5-10 dakika günün en uygun zaman diliminde uygulayacak şekilde de kendinizi ayarlayabilirsiniz. Bu süre zarfında televizyon, bilgisayar, telefon gibi dikkat dağıtıcı olabilecek eşyaları kaldırıp, kendinizi rahat hissettiğiniz bir oda seçebilirsiniz. Bebeğiniz için birkaç tane yaşına uygun oyuncak ve nesneyi (elektronik olmayan) yanında bulundurabilirsiniz. Bebeğinizin yanına yere konumlanarak oyunu başlatabilirsiniz. Bitirirken de seçtiğiniz bir şarkıyı söyleyebilir, oyuncakları bu aktivite için ayrılmış özel bir kutuya koyabilirsiniz.
- Bebek liderliğinde ilerletin: Bebeğinizin dikkat ettiği şeyleri ve verdiği sinyalleri takip edin. Oyuncaklardan hangisine daha uzun süre bakmayı tercih ediyor? Ne zaman gülümsüyor? gibi soruların cevaplarını bulmaya çalışabilirsiniz. Seçtiğiniz oyuncakları keşfetmesi için zaman tanıyın, acele etmeyin. Öğretmeye çalışmayın ve bütün liderliği ona bırakın. Size katılmanızı isteyen davetkar bakışlar atmaya başladığında, siz de dahil olun. Bu noktada bebeğinizin jest ve mimiklerini, seslerini taklit edebilir ve yenilerini ekleyebilirsiniz. Örneğin, bebeğinizin çıkarttığı heyecanlı gülümsemelere siz de şaşkın bir yüz ifadesiyle bakarken, kahkahalarına eşlik edebilirsiniz. Bütün dikkatinizle bebeğin verdiği tepkileri anlamaya çalışın. Örneğin, uzaklara bakmak, yüzlerini buruşturmak, ağlamak oyuna ara vermek istediğini ya da kucaklanmaya ihtiyaç duyduğunu gösteriyor olabilir.
- Bebeğinizi izleyin: Kısa bir zaman diliminde bile olsa, bütün dikkatinizi çocuğunuza vermek, çocuğunuzun daha rahatlamış olmasına ve siz etrafta yokken hissettikleriyle daha iyi baş etmesine, dikkat süresinin uzamasına yardımcı olur. Bebeğinizin oyununu izlerken, oyunda neler olduğunu anlamaya çalışın. Bu esnada sizin nasıl hissettiğiniz de önemlidir. Kendi hislerinizi anlamak, aslında çocuğunuzun oyunda neleri yansıtmak istediğini anlamanıza yardımcı olabilir.
- Oynadığı oyun hakkında konuşun:Oynadığı oyun hakkında gözlemlerinizi, yorumlarınızı bebeğinize söylemeniz, dünyayı daha kolay anlamlandırmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca, bunu yaparken, onun duygu ve düşüncelerinin önemli olduğunu da hissettirmiş olursunuz. Bebeğinizin yaptığı şeyleri söze dökebilirsiniz (‘ruloyu yuvarlıyorsun’), Meraklı sorular sorabilirsiniz (‘yumuşak tavşana doğru mu gitmek istiyorsun?), hisleri hakkında tahminler yürütebilirsiniz (‘bu yastığı hiç sevmedin’, ‘kutu seni çok şaşırttı’). Bütün bu yorumları yaparken işin içine bolca yüz ifadesi, mimik ve farklı tonlarda ses taklitleri de ekleyebilirsiniz.
- İzlediğiniz oyunu başka bir yetişkinle daha konuşun: Bebeğinizle oynadığınız oyunda gördüklerinizi, hissettiklerinizi bu oyunla ilgilenen başka bir yetişkinle daha konuşmak oyunun size düşündürdüklerini, bebeğinizin gelişimini, ilgilerini keşfetmenizde yardımcı olabilir. Bununla beraber her zaman böyle yoğun bir oyunu oynamak kolay olmayabilir, oynarken zorlandığınızı hissedebilirsiniz. Bu hislerinizi rahatlıkla konuşabildiğiniz bir yetişkinle ya da uzmanla konuşmak, sizi neyin zorladığını anlamanızı sağlayabilir.
Bebeklerle bu teknik uygulanırken, unutulmamalıdır ki en kıymetli oyuncak bakım verenin kendisidir. Sizin yüzünüz, sesiniz, olaylar karşısında verdiğiniz tepkiler, bebeğinizin verdiği tepkileri yorumlayışınız onlar için ilgi çekicidir. Hemen oyuncaklarla başlamak yerine bir süre sadece bunlarla oyunu sürdürebilirsiniz. Bebeğiniz biraz daha büyüdüğünde ve daha çok uyarana ihtiyaç duyduğunda ise, oyuncak seçiminde basit, hayal kurmaya izin veren oyuncakları, kitapları, resimleri seçebilirsiniz.
Bebeğinizle bu şekilde oynadığınız oyun aracılığıyla, zihninde neler olduğunu, hissettiklerini, gelişimini daha yakından izleyebilirsiniz. Çocukların ve bebeklerin gelişebilmeleri, büyüyebilmeleri için ilişkilenmeye, bağ kurmaya, özene ve dikkate ihtiyaçları vardır. Birlikte geçirdiğiniz size ait olan bu özel zamanlarda ilişkinizin daha da kuvvetlendiğini deneyimleyebilirsiniz.
[1]Swain, J. E., Kim, P., Spicer, J., Ho, S. S., Dayton, C. J., Elmadih, A., &Abel, K. M. (2014). Approachingthebiology of humanparentalattachment: Brain imaging, oxytocinandcoordinatedassessments of mothersandfathers. Brain Research, 1580, 78-101.
[2]Scatliffe, N., Casavant, S., Vittner, D., &Cong, X. (2019). Oxytocinandearlyparent-infantinteractions: A systematicreview. International journal of NursingSciences, 6(4), 445-453.
[3] TheTavistockandPortman- An Introductionto Watch Me Play!
[4] TheTavistockandPortman- Watch Me Play Manual forParents
[5] Unicef: Building a happybaby: A guideforparents