İDİL ÖZCAN, Klinik Psikolog
Hamilelik süreci, herkes için farklı ilerleyen, tamamen kişiye özel bir deneyimdir. Kadınlar bedenlerinde, zihinlerinde ve duygusal dünyalarında pek çok değişim yaşarken, partnerlerin de duygu ve düşünce dünyaları değişir.
Kilo alınması, çatlakların oluşması, fiziksel aktivitelerin kısıtlanması, doğum şeklinin belirsizliği ile ilgili endişelerin yanı sıra ebeveynlik ile ilgili kaygılar da sıkça görülür.
Ancak her ebeveyn, kendi geçmiş deneyimlerine göre, bu kaygıları farklı yoğunlukta yaşar**.
Bir başka deyişle, kaygı ve korkuların yoğunluğunu kişinin çocukluğu, geçmiş tecrübeleri ve ilişkileri belirler***: genellemeler, kutsallaştırmalar, hamilelik sürecinde sadece mutluluğa izin verse de*, korku, kaygı, endişe hissetmek de oldukça doğaldır.
- Tatmin edici bir ilişkide misiniz? İlişkilerde görmezden gelinen, üzerine düşünülmemiş, konuşulmamış durumlar, gizlenemez bir hale gelmeye başlayabilir. Örneğin, “Acaba iyi bir ebeveyn olabilecek mi?”, “Bu ilişki çocuk için güvenli mi?” gibi sorgulamalar yaşanabilir. Her ilişkinin olumlu tarafları olduğu gibi, olumsuz tarafları da vardır. Günün sonunda psikolojik zorluklar, değişen dinamiklerle ilgili duygu ve düşüncelerin rahatlıkla ifade edilebildiği, tatmin edici, güvenli bir ilişkide olma hali, hamilelik sürecini de ebeveynliği de olumlu etkiler.
- Kendi ebeveynlerinizle ilişkiniz nasıl? Ebeveynliğe dair ilk adımlar, kişinin kendi annesiyle, babasıyla olan ilişkilerden öğrenilir; ilk rol model onlardır. Destekleyici bir çevrede büyüyen kişiler, hamilelik ve ebeveynlik sürecini daha rahat geçirmeye adaydır çünkü bu dönemde ebeveynlerle ilişkiler tekrar düşünülür ve anılar, duygular, düşünceler düzenlenir. Böyle bir ortamda büyüme fırsatı olmamış kişiler için bu düzenleme çok zorlayıcı olabilir ve profesyonel bir destek ihtiyacı oluşabilir.
- Kendinizi bir birey, bir yetişkin gibi hissediyor musunuz? Partnerine veya bir başkasına bağımlılık duyan, tek başına karar vermekte, adım atmakta zorlanan kişiler için hamilelik ve ebeveynlik pek çok sorunu beraberinde getirebilir. Örneğin, dış görünüş ile ilgili aşırı endişeler, bebeğin sağlığı ile ilgili gerçek dışı korkular, yoğun bir başarısızlık, eksiklik, değersizlik, yetersizlik hissedilebilir. Ebeveynin kendisini yeterli, değerli, bilgi ve becerileri olan bir yetişkin olarak hissetmesi, çocukla sağlıklı ilişki geliştirmenin önemli ön koşullarından biridir.
*Stott, D. (1977). ‘Children In The Womb: The Effects of Stress’ New Society.
**Kennel, J .H ., Klaus, M. H. (1984). Mother Infant Bonding 1-15.
***Verny, T., Kelly, J. (2008). Doğmamış Çocuğun Gizli Yaşamı 147-155.