CANSU OMRAK, Klinik Psikolog
Ergenlik; fiziksel, duygusal değişimlerin yaşandığı yetişkinliğe geçiş süreci. Değişim içinde olma hali, “bu çocuk iyice tuhaf oldu” durumu, “bak bak büyümüş, kendi kararını alır olmuş” ifadesi ve daha pek çok çatışma, çokça duygu, isyan… Hangi kelimeleri seçsem bir yanını eksik bırakmışım hissi veren bir kavram.
Bütün hayatı elimizde tek valizle yaptığımız bir yolculuk olarak düşünürsek, sanırım ergenliğin kapıyı çalıp “Merhaba!” dediği noktada, hiç kimsenin “ergenliği pas geçelim lütfen!” deme şansı olmadığını göz önünde bulundurmak gerek. Ergenlik kapıyı çalıp koluna giriyor ve “valize neler koymalıyım söylesenize, buna ne gerek var, bana yanıma ne almam gerektiğini söylemeyin ben çocuk muyum, ben nereye gidiyorum, neden oraya gidiyorum?” gibi karışık soruları beraberinde getiriyor. Bu sorularla kim olduğunu, kim olmak istediğini düşünmek, yetişkin rolü ile tanışmak, geleceğe yönelik hedef ve beklentileri düşünmek, geleceğe yönelik önemli seçimler yapmak, artık çocukluğa veda ediyor olmak, yani ergenliğin “hadi gidelim, hadi valize bakalım” ısrarları ile valizi yere döküp içine bakmak ve düzenlemek zaman ve alan isteyen konular. Bütün bu sorular, kararsızlıklar, birey olma çabası içindeyken, bir de lise, üniversite sınav ve mezuniyet süreçlerinde gerilim ve çatışmalar daha belirgin hale gelebiliyor. Tam da bu zamanlar, bir ebeveynin, çocuğunun o zorlayıcı, sıkıntılı durumun içinden bir an önce en iyi şekilde çıktığını görmek istemesi anlaşılır. Örneğin, üniversite sınavından çıkmış ve tercih yapan bir genç tüm yazının en somut hali olabilir. Elinde bir sınav sonucu ve gelecekte ne yapmak istediğine dair yapması gereken bir liste var. Ailesinin belki çocuklarının iyi bir meslek edinmesini istemesi, belki bir hayali gerçekleştirmesini beklemesi ile “Hukuk yaz, bak avukat olursun sana çok uygun” diyebilir. Belki ayakları üstünde durmayı öğrensin düşüncesiyle “Bu kararı tamamen kendin vermelisin ve bu yolda her adımı tek başına yerine getirmelisin. Onu da bana soracak değilsin” diyebilir.
Aslında çocuğunun hayatında olan biten pek çok şeyi denetlemenin, kontrol altında tutmanın ve/veya alacağı kararları ve doğuracağı sonuçları tamamen çocuğuna bırakmanın ergen için olduğu kadar ebeveyn için de zorlayıcı olduğunu söyleyebiliriz. Tüm kontrolü ele almak ebeveyn için kararları hızla gözden geçiren genci takip etmek adına yorucu olabilir. Aynı zamanda ergenlik dönemindeki genci kendi ayakları üzerinde durmaktan, deneyip yanılmaktan ve kendisi için doğru olanı keşfetmekten uzaklaştırabilir. Hali hazırda pek çok arayışı, sorusu olan gencin destek almaya ya da danışmaya ihtiyacı olduğunda ebeveynin tamamen geri çekilmesi, bir mesafe yaratıp ebeveyne ulaşmayı zorlaştırabilir. Oysa ebeveynler çocuğunun kendisine bağımlı olmasını da tökezlediğinde desteksiz kalmasını da istemez. Ne siyah ne beyaz, gri alanda dolaşmak, hem yardım istemeye fırsat verip hem de bazı zorlayıcı yaşam olaylarının, problemlerin altından kalkabildiğini, önemli kararları alabildiğini görmek bir ebeveyn için de önemli bir deneyim olacaktır. Yani üniversite tercihi anına gelindiğinde “Bu senin yolun, senin kararın. Biz seni destekliyor olacağız, eğer yardıma, fikir almaya ihtiyacın olursa ben buralardayım” diyebilir.
Ergenlikte çatışmalar, sürpriz sınavlar gibi ortaya çıkabilir ancak önemli olan o zamanların nasıl yönetildiğidir. Bu zamanı yönetmenin yolu “ne demek istiyor?”, “neye ihtiyacı var?” sorularına yanıt aramakla başlayabilir. Ergenin “bana ne yapacağımı söyleme!” cümlesi aslında “ne yapacağıma karar vermeye çalışıyorum ama şu sıralar karar vermek için daha fazla zamana ihtiyacım var” olabilir. Bu durumda belki biraz daha düşünmek için zamana ve düşünebileceği alana ihtiyaç duyuyor olabilir. Ebeveynin bu küçük tercüme ile ihtiyacı görmesi çözümü getirebilir. Yönlendirmeden bunu konuşabilir “Sen ne yapmayı düşünüyorsun, bununla ilgili aklında ne var?” ile başlayan ağırlıklı olarak kendini, düşüncelerini ifade etmesine imkân tanımak, kendini ifade eden ergene de, çocuğu adına karar verme durumunda kalmayan ebeveyne de iyi gelebilir.
Bir ebeveynin “Biz nasıl davranacağımızı tam çözdüğümüzde kızımın ergenlik dönemi bitmişti” dediğini hatırlıyorum. Ergenlik, içinde olan gencin zamanın akışı ile birlikte pek çok önemli karar verdiği, pek çok duyguyu yoğun şekilde yaşadığı ve ebeveynlerin bu kararların, yoğun duyguların sonuçları ile ne yapacaklarını anlamaya çalıştıkları yıllar bütünü. Sağlıklı iletişim kapılarını açıp yelkenleri rüzgara göre ayarlamak, geminin zaman zaman fırtınalara yakalansa da kıyıya sağ salim ulaşmasını sağlayacaktır.