İZEL G. ÖZKAN, Klinik Psikolog
Sosyal medyanın hayatımızdaki yeri ve önemi son dönemde en çok ele alınan konulardan biri. ‘Neden sürekli kullanıyoruz?’ ‘Kullanırken neler hissediyoruz?’‘ Bizi nasıl etkiliyor? ’‘Sosyal medya kullanım şeklimiz ne derece sağlıklı?’ gibi sorular zaman zaman zihnimizi meşgul ediyor. Bazen kullanım sıklığımız artabiliyor; bazen ise “yeter artık çok zaman kaybediyorum, hayatımda işlevsiz bir noktaya geldi” düşünceleri ağır basıyor ve sıkı bir perhiz uygulayıp, tüm hesaplarımızı silmeye karar verebiliyoruz. Çoğu zaman yoğun kullanmak da tamamen hayatımızdan çıkarmak da işlevsel olmuyor. Sosyal medya kullanımının bu ikilemde bırakan halinin altında yatan meseleyi ele almadan, yaşantımızda neden bu kadar önemli bir yerde durduğunu anlamaya çalışmadan, sadece davranışa yönelik müdahalelerde bulunmak yetersiz kalabiliyor. Bununla beraber, içinde bulunduğumuz çağın gerçekliğine uygun baktığımızda da kullanımı tamamen bırakmanın ne kadar gerekli ve faydalı olacağı da tartışmalı. İnsanlar değişiyor, düzen değişiyor, beklentiler değişiyor hal böyle olunca da insanların kendilerini ifade etme, iletişime geçme yolları da aynı kalmıyor.
Sosyal medya kültürü bilinen ile bilinmeyen arasında bir dil sağlar. Başkaları tarafından görülebilir hale geliriz ve onlar da bize aynı şekilde sanki elimizle tutabilirmişiz gibi hissettirir. Çok kısa bir süre içerisinde, blog yazabilir; Instagram’a fotoğraf koyabilirya da tweet atabiliriz. Böylece, iç dünyamızı açarak; yorum yapacak, meydan okuyacak, yansıtacak ve duygularımızı kuvvetlendirecek milyonlarca takipçiye ulaşabiliriz. Kişinin kırılganlıklarının, mutluluklarının, özlemlerinin, üzüntülerinin ve daha birçok duygusunun büyük halk kitleleri tarafından bu şekilde anlaşılması ve yansıtılması, bireyi rahatlatabilir ve kimi zaman yalnız olmadığını hissettirebilir. Bireyler yaşamları boyunca ‘öteki’ne ihtiyaç duyarlar. Öteki ile kurduğu etkileşim onun var olma şeklinin bir göstergesidir[1]. Bu sebeple, bağlantı içinde kalmak insanlar için itici bir güçtür. Böylelikle, diğerleri tarafından görülürler ve diğerlerinin gözüyle kendilerini görürler. Sosyal medya kullanımı da bu ihtiyacı gidermenin bir yolu olarak görülebilir.
Bireylerin yaşadıkları acıdan kaçma, baş etmekte zorlandıkları duyguların içinde kalamama ve yaşadıkları hazzı sürdürme isteği gibi sebepler sosyal medya kullanımını motive edebilir, böylelikle beyinde hazla ilişkili olan bölgeler uyarılır ve kişi bir süre hazzı deneyimler. Haz veren eylem sonlandığında ise, baş etmekte zorlanılan duygu hala orada duruyordur ve uzaklaşma isteği bu sefer daha da dayanılmaz hale gelir. Halbuki, kişinin kendini yatıştırabilme, hissedilen duygunun ne olduğunu fark edip, duygunun altında yatan ihtiyacı giderme ve kabullenebilme kapasitesi geliştiğinde hayattaki zorluklarla daha işlevsel olarak baş etmelerini sağlayan stratejiler geliştirebilirler.
Diğer bir bağlamda ise, sosyal medya kullanımının bireylerin hayatındaki önemli işlevleri de göz ardı edilmemelidir. Duygularını rahatlıkla dışa vuramayan bireylerin, sosyal mecralarda duygularını daha rahat ifade edebildikleri gözlemlenmiştir[2].Çevrimiçi platformlar kişilere çok geniş bir iletişim, etkileşim alanı sunar. İnsanlar kendi deneyimlerini, bilgilerini diğer insanlarla paylaşabilirler ve birbirleriyle fikir alışverişi yapabilirler. Böylelikle, yeterli sosyal desteği olmayan insanlar bundan fayda sağlayıp, başka biriyle ilişkilenme ihtiyaçlarını karşılayabilirler ayrıca kendilerini desteklenmiş hissedebilirler. Örneğin; yeni doğum yapmış bazı annelerin sosyal medya platformlarını kullanarak, kendileriyle benzer sorunları yaşayan diğer anneleri dinleyerek, onlara kendi yaşadıklarını anlatarak ihtiyaçları olan desteğin önemli bir kısmını aldıkları sıklıkla görülmektedir.
Son söz olarak, sosyal medya kullanımının ne kadar sıklıkta ve sürede kullanımının faydalı olacağına dair net bir sayı ve süre belirtmek doğru değildir. Sosyal medyanın hayatınızdaki işlevselliğini veya işlevsizliğini anlamak için şu noktalar gözden geçirilebilir:
- Sosyal medyaya olan ilginiz hayatınızda işlevsiz bir noktaya geldi mi? Sosyal medya kullanımınız sizi sosyal çevrenizden uzaklaştırıyor mu?
- Sosyal medya kullanımı işlerinizi yapmanızı engelliyor mu?
- Sosyal medya kullanmadığınızda ya da kullandığında yoğun olumsuz duygu hissediyorsanız ve en önemlisi de kullanımın size iyi gelmediğini fark ettiyseniz
alışkanlıklarınızı gözden geçirmek ve sonrasında sosyal medya kullanımınızı hayatınızı aksatmayacak şekilde düzenlemeniz faydalı olabilir. Eğer kendinizi baş edemediğiniz bir noktada hissediyorsanız, bir uzmana başvurarak, bu konuda yardım almayı düşünebilirsiniz.
[1]Erten Y (2002) Freud’dan Günümüze Kuram ve Uygulamalar. Kendilik Psikolojisi: HeinzKohut ve Sonrası. 3 P Dergisi, 10 (3) Ek sayı.
[2]Andalibi, N., Ozturk, P., & Forte, A. (2015, February). Depression-relatedimagery on instagram. InProceedings of the 18th ACM Conference Companion on ComputerSupportedCooperativeWork&Social Computing (pp. 231-234). ACM.